Aziz Yıldırım’ın Uğur Dündar açıklaması şu biçimde:
23 Haziran Cuma günü yapmış olduğum açıklamaların akabinde, bugün Uğur Dündar Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde söylediklerimle hiç ilgisi olmayan bir yazı kaleme almıştır.
Söz konusu gazeteci yazısında “Fenerbahçe Lideri Ali Koç’a mahzur çıkarmadığı” için benim “tehditlerime” maruz kaldığını tabir ederek Tecahüli arif yapmış, edebiyatımızda sık kullanılan bilmezlikten gelme sanatından faydalanmaya çalışmıştır.
Öncelikle söz etmek gerekir ki, Uğur Dündar’ın oturmuş olduğu makam, Fenerbahçe Başkanı’na zorluk çıkarabileceği bir yer olmamakla birlikte, o makam bu türlü bir berbatlığa alet edilemeyecek kadar da bedelli ve kutsaldır. O koltuğun bedelini ve tartısını hala kavrayamamış olan Uğur Dündar’ın, açıklamalarımla hiç ilgisi olmayan bu çocukça savı, hem Fenerbahçe Başkanı’na, hem de Yüksek Divan Heyeti üyelerine hakarettir. Maalesef kelam konusu gazeteci bu satırlarıyla, basın toplantımdan gerekli hissesi kendisine çıkaramadığını kanıtlamıştır.
Ben basın toplantımda, Fenerbahçe Yüksek Divan Konseyi Başkanı’nın vazifesini gerektiği biçimde yerine getiremediğini, Fenerbahçe’nin genel heyet ortamına siyaset girmesine direkt vesile olduğunu, seçilmeden evvel bizlerden dayanak isterken, talebimiz üzerine siyasetle ortasına aralık koyacağı istikametinde vermiş olduğu taahhütleri yerine getirmediğini, Erman Toroğlu’nun 23 Haziran Cuma günü yazmış olduğu yazıya karşılık vermesi gerektiğini, ayrıyeten bana yazılı bir biçimde ilettiği bir tehdidi, hodri meydan diyerek kamuoyuna açıklaması gerektiğini tabir ettim. Uğur Beyefendi ise bugün yazısında bunlarla külliyen ilgisiz Türk sineması tadında bir yazı yazmıştır.
Uğur Dündar’ın yüksek divan seçimleri öncesinde hangi fikirlerle şahsım ve arkadaşlarımın takviyesini istediği, o süreç boyunca hangi ruh halinde hareket ettiği, hareketleri, Sayın Ali Koç ve idaresiyle ilgili niyetleri, bizim ona ne cinste tavsiyelerde bulunduğumuz, seçildikten sonra Uğur Dündar’ın mevcut idare karşısında maruz kaldığı muamele ve bunu bize hangi tabirlerle aktardığı, bizim ona Fenerbahçe’ye yakışır doğrularla lisanımız döndüğü ve gücümüz yettiğince ne cins tavsiyelerde bulunduğumuz, ben ve arkadaşlarım başta olmak üzere bir çok genel şura üyemiz tarafından bilinmektedir.
Ayrıca şunu da herkes çok güzel bilmelidir ki Aziz Yıldırım, gerek 3 Temmuz’da, gerekse sonraki sancılı süreçlerin hiçbirinde yalnız kalmamış, 25 milyonluk topluluğumuzun eşsiz gücünü her an yanında hissederek uğraşını vermiş ve çok şükür ki haklılığı yıllar sonra da olsa ortaya çıkmıştır. Buradan hareketle, Uğur Dündar’ın yazısında yaratmaya çalıştığı imaj yersiz ve anlamsız olmakla birlikte topluluğumuza hakarettir. Aziz Yıldırım, şahsi hayatında sadece annesi ve babasına, onun dışında ise bireylere değil sadece büyük Fenerbahçe topluluğuna minnet duymaktadır.
Uğur Dündar, telaffuzları ve aksiyonlarıyla hem Sayın Ali Koç’a, hem de Fenerbahçe’ye ziyan vermektedir. Kendisini, bundan kısa bir vakit evvel şahsıma bir arkadaşımız aracılığıyla iletmiş olduğu, askerliğimle ilgili “Tweetler atmaya kalkarsam efsaneler kestane olur” kelamıyla ne kastettiğini anlatmaya, 23 Haziran 2023 Cuma günü Erman Toroğlu’nun yazısındaki bahsettiği, şahsıma yönelik galiz küfürlerin ima edildiği yazıya karşılık vermeye, dışarıdan nasıl gözüktüğünü açıkça görmesi için son mali genel heyetimizin kaydını tekrar izlemeye ve artık fiili olarak sürdüremediği Yüksek Divan Heyeti Başkanlığı koltuğundan istifa etmeye davet ediyorum.