Manisa Valiliği mesken sahipliğinde, ‘Türkiye Sohbetleri: Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye Yüzyılı Vizyonu’ toplantısı yapıldı. Yunusemre ilçesindeki bir otelde düzenlenen toplantıya Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakan Yardımcısı İsmail Ergüneş, Manisa’daki oda, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve muhtarlar katıldı.
Vali Karadeniz’in konuşmasının akabinde kelam alan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığına ait muhalefete karşılık verdi. Uçum, şunları söyledi:
* “Kamuoyunda ortaya çıkan tartışmalara baktığımızda halkın hakemliği üzerinden bir muhalefet yapmak yerine artık gündeme yapay tartışmaları, ileri siyaset tartışmaları, hukuku istismar eden tartışmaların getirildiği ve bunun üzerinden Türkiye’nin seçimlerine ait bir meşruiyet sorunu yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz.
* Cumhurbaşkanı’nın iki kere aday olup olmayacağı tartışması, 6 Nisan’da yürürlüğe giren seçim kanunun 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimde uygulanıp uygulanmayacağı tartışması, karardan sonra seçimin 60 gün mü, 90 gün sonra mı yapılacağı tartışması. Bütün bunlar hukuk üzerinde, hukuku kullanarak, istismar ederek 2023 seçimleri açısından bir soru işareti oluşturma gayretidir.”
“DEVLET KARŞI MUHALEFETE DÖNÜŞTÜLER”
Türkiye’nin muhalefetinin, iç dinamikleri üzerinden, siyasi eğilimler üzerinden özel program üzerinden değil tam aksine dış misyonların, milletlerarası güçlerin, milletlerarası odakların yönlendirmeleri üzerinden muhalefet yaptığına söyleyen Uçum, şu sözleri kullandı:
* “Halkın hakemliği üzerinden bir demokratik meşruiyet arayışı üzerinden değil tam bilakis hukuku kullanarak, hukuksal istismar ederek, gayri yasal yolları deneyerek bir muhalefet peşine düştüler.
* Daha da vahimi açık açık söylüyorum Türkiye’nin muhalefeti bugün kendilerine 6’lı Masa da desinler, kendilerine Millet İttifakı da desinler ne derlerse desinler Türkiye’nin muhalefeti, bu muhalefet hükümet tersi muhalefet olmaktan çıkmış, devlet aykırısı muhalefete dönüşmüştür.”
“ADAY OLMASI ANAYASAL BİR HAKTIR”
Uçum, kelamlarını şöyle sürdürdü:
* “Muhalefet önderleri hepsi neredeyse daha düne kadar ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki periyot vazife yaptığını üçüncü devir aday olup olamayacağı konusu tüzel bir sorundur, birtakım hukukçular bunu bu türlü tartışıyor, kimi hukukçular bunu bu türlü tartışıyor’ derken, aniden hepsi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasal hakkı olan adaylığını tartışmaya açtılar.
* Cumhurbaşkanı’nın adaylığı ve 2023 seçiminde karşılarına çıkaracağı aday kimse onun üzerinden sandıkta halkın iradesiyle Cumhurbaşkanı’nın önüne geçemeyeceklerini anladıkları için, o vakit seçimlere şaibe düşürmek için, o vakit bu süreçte meşruiyet tartışması yaratmak için bu türlü bir yola girdiler. Bu bahis son derece açık.
* 6771 sayılı Anayasa Değişikliği Kanunu’nun 18’inci hususu oradaki bir B fıkrası 101’inci madde, birlikte yapılacak birinci Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin takvimin başladığı günde yürürlüğe girer. Bu ülkede birlikte seçim birinci sefer ne vakit yapıldı? 24 Haziran 2018’de yapıldı.
* 2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi, meclisle birlikte yapılan seçim miydi? Yeni sistemin seçimi miydi? Kanunda açık olan karar birlikte yapılacak olan seçimlerde bu kuralın devreye gireceği kararıdır. Pekala 2023’te yapılacak ikinci seçim, birlikte yapılacak ikinci seçim değil mi?
* Münasebetiyle Cumhurbaşkanı da ikinci defa birlikte yapılacak seçimde aday olunca anayasaya ters bir durum olur mu? Çok açık Erdoğan, 1 kez cumhurbaşkanı seçildi, 2014’te parlamenter sistemin cumhurbaşkanı olarak. 1 sefer de lider seçilmiştir, 2018’de başkanlık sisteminin başkanı olarak.
* 2023’te yapılacak olan seçim ikinci başkanlık seçimidir. İkinci başkanlık seçimi olduğundan da cumhurbaşkanının ikinci sefer aday olması da anayasal haktır. Bu bir hukuk tartışması değildir, hukukun istismar edilerek cumhurbaşkanının önünü kesme uğraşlarından bir başkasıdır. Cumhurbaşkanı’nın anayasal hakkının önünü kimse kesmeye cüret edemez ve bunu da başaramaz.
* Cumhurbaşkanı’nın 2023 adaylığı anayasal olarak hakkıdır. Hukuken doğrudur. Tıpkı vakitte toplumsal dayanağı, siyasal meşrutiyeti en yüksek adaylıktır. 14 Mayıs akşamı da herkes görecektir, bu ülkede cumhurbaşkanlığını kim kazanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazanacağı çok kuvvetle, neredeyse katıya yakın bir öngörüdür.” (DHA)